Tsubasa Türkiye | Giriş yapmadınız veya üye değilsiniz. Sitemize tam erişim için Giriş Yapın veya Kayıt Olun

*

Ve Anime Gerçeğe Dönüşür

Bu konu; 27 defa yorumlanmıştır.
Konu Sahibi : ジャイロメ59
Konuyu Oyla:
  • Derecelendirme: 0/5 - 0 oy
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
#19
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, hikaye kaldığı yerden devam edecek, bu hikaye tamamen benim eserim olacak, oyunlardan, animeden&mangadan karakterler yer alacak. Beni ekle şu şu diye yazmayın, ben eğer öyle bir şey yapacak olsaydım en başta belirtirdim bunu. Yorum yazan olsun olmasın, belki günde 2 kere, belki 2 günde 1 kere yazacam buraya, kim bilir belki kitap çıkar. Dil Çıkarma Alt alta atılan mesajlar kesinlikle birleşmeyecek, farklı bölümler olacağı için. Umuyorum ki, hiç kimse üzerine yatmaya kalkmaz hikayenin. Eğer olur da, yatarsa, yani birisini yakalarsam olacaklardan kesinlikle ben sorumlu değilim.



Sercan o gece ki skordan sonra sevinçle uyumak üzere yatağına gitti. Ama aklında hala şu soru vardı "Bunlar acaba gerçek mi, yoksa ben rüyada mıyım?"...

Ertesi gün Sercan takım arkadaşlarının yanına gitti, Kaan'ın dün akşam attığı mesajdan sonra kendini iyice geliştirip, son sezonda en iyi oyununu sergileyip as takıma girmeye karar verdi. Antremana başladılar, Sercan birden yedek kulübesinin yanında dün akşamki maçta gol atan Mert'i gördü, kollarını birbirine bağlamış sanki onları izliyordu. Ama bir süre sonra fark etti ki onları değil karşı tarafa bakıyordu. Sercan kafasını çevirip oraya baktığında vücudu komple gölgede kalan bir kişi gördü, onun kendisine mi yoksa başkasına mı baktığından emin olmak için oynamaya devam etti. Göz ucuyla sürekli onu izledi ve onu takip ettiğini anladı. Bir süre sonra elindeki kağıdı havaya kaldırıp düzleştirdikten sonra yere bırakıp üzerine bir taş koydu, arkasını döndü kafasını çevirip Sercan'a baktıktan sonra oradan uzaklaştı. Kafası o adama ve yerdeki kağıda gittiği için bir kaç dakika dinleneceğini söyleyerek kenara çekildi. O garip adamın bıraktığı kağıdı eline aldı Yarın sabah saat 9'da İvaz Paşa sahasında. . . yazıyordu. Sercan ilk önce biraz afalladı, daha sonra kağıdı cebine koyarak fermuarını kapattı ve sahaya geri döndü, ama sabah geldiği gibi değildi sanki. Saha kenarında duran Mert Sercan'ı yanına çağırdı.

+Neyin var aslanım? Sanki az önce daha iyi oynuyordun?
-Bir şeyim yok, yoruldum sanırım biraz.
+Geç şöyle otur dinlen, biraz konuşalım seninle.

Sercan ve Mert tribünde bir yere oturdular ;

+Adın neydi aslanım?
-Sercan.
+Bende Mert, memnun oldum Sercan.
-Biliyorum, dün akşam attığın o muhteşem golü canlı canlı izledim(Gülümsedi)
+Az önce karşı tarafta duran adamı sanırım tanıyorum, yere ne bıraktığını tam olarak göremedim ama senin onu gidip aldığını gördüm. Neydi o?
-(Biraz duraksadı, elini cebine attı. Bir saniye geçmeden çıkardı)Hiç bir şey, önemli bir şey değil, çöp bırakmış.

Mert, buna pek inanmamıştı ama inanmış gibi yaparak Sercan'a sahaya geri dönmesi ve antremana devam etmesi gerektiğini söyledi. Sercan elini cebine attı ve arkadaşlarına baktı, o mesaj neydi? Niye özellikle ona verilmek istenmişti?
Bunu ilk beğenen sen ol.
Yukarı Çık Cevapla
#20
Çok güzel olmuş abi eline emegine saglık devamını bekliyoruz
Bunu ilk beğenen sen ol.
Yukarı Çık Cevapla
#21
Antremandan sonra evine gitti, elini cebine attı ama oda ne? Kağıt cebinde değildi. Ne yazdığını da tam olarak hatırlamıyordu, hava henüz kararmamıştı ve antreman sahasına geri gitti. İçeri girdiğinde Mert orada oturuyordu, ayağının altındaki topla oynuyordu. Sercan'ın geldiğini fark ederek topu kaleye doğru göndererek yanına gitti Al Sercan, bunu kalkarken düşürdün, cebinde olmadığını fark edip buraya geleceğini biliyordum diyerek kağıdı verdi ona. Yalnızca teşekkür etti ve tekrar evine dönmek üzere yola koyuldu. Yolda sürekli kağıda baktı Yarın sabah saat 9'da İvaz Paşa sahasında. . . "Neden?" diye sürekli sordu kendisine, eve nasıl girdiğini, alarmı nasıl kurduğunu hiç farketmeden uyanıverdi "Sanırım rüya gördüm" dedi kendi kendine ama dolabına bantla yapıştırdığı kağıdı gördü Yarın sabah saat 9'da İvaz Paşa sahasında. . ....

Saatine baktı, 08:00 1 saati vardı, bir an önce uykusunu açmak için dolaptan çıkardığı suyu suratına döktü ve bunu yaptığı için kahkaha attı evin içinde. Üstünü değiştirdi, evine yaklaşık 20 dakika uzakta olan İvaz Paşa sahasına doğru koşar adımlarla gitmeye başladı. 15 dakika süren hızlı bir yürüyüşten sonra sahanın oraya geldi ve orada oturan birisi vardı "Acaba o mu?"

Yanına gitti ve hiç bir şey söylemesine fırsat vermeden gizemli kişi konuştu ;

+Çok erken geldin ben seni tam saat 9'da bekliyordum, ayrıca nefes nefesesin bu şekilde uygun olmaz otur, dinlen biraz.

-Ne? Ne uygun olmaz? Ayrıca sen kimsin, beni neden çağırdın buraya?

Hiç cevap alamadı, büyük birisi zannettiği kişi kendisi yaşlarında bir çocuktu, siyah saçlı, yeşil gözlü.

+ Şimdi sözümü kesmeden beni dinlemeni istiyorum. Benim adım Onur, özellikle seni çağırmamın sebebi Galatasaray'ın alt yapısında oynayan en iyi oyuncu olduğun için. Ben de Fenerbahçe alt yapısında oynuyorum ve Galatasaraylılardan nefret ediyorum. Onlarla sürekli 10 gol atılmasına maç yapar hepsinin haşatını çıkartır ve o ağır yenilgiyle birlikte futbolu bıraktırırım. Şimdi, eğer kendine güveniyorsan benimle bu sahada tek maç yaparsın, 10 gol atan kazanacak, hakemin, ofsaytın, penaltının, faulün olmadığı bir maç. Hedefin yalnızca 10 gol olacak.

-(Ne diyor bu? Bu tip, yoksa?)...

+Duyamadım?

-Kabul ediyorum!


Onur ayağının altındaki topu birden diğer ayağını oynatmadan arkasından önüne getirerek Sercan'ın üstüne attı ve sahaya girdi, kafasını geriye çevirdi ve ona bakıp sert bir gülümseme attı. Sercan elindeki topu sektire sektire girdi sahaya, kapıyı kapattı ve topu ortaya koydu "İlk kim başlayacak?" diye sorduğunda aldığı cevap onu şaşırtmıştı Sen başla, hatta dur sen 3-0 önden başla...

"Şaka mı bu?" topu ayağına aldığı gibi kaleye vurdu, Onur topun nereye gittiğine bakmadan elini inceliyordu. Kaleye girdi ve Onur 4-0 diye seslendi. Topu ayağına aldı, birden koşmaya başladı Sercan karşısına geldiğinde arkasını döndü, topuğuyla topu bacak arasından geçirip dönerek yanından geçti ve gol attı. Sercan şok geçirdi, bir süre Onur'dan gözünü ayırmadı. Topu ayağına aldı, şut çekti yine alır almaz ama bu sefer Onur topu durdurmayı başardı, ayağını kaldırdı tam vuracaktı ki gözü sahanın dışında, Sercan'ın arkasında kalan Mert'e takıldı. Sen nerden çıktın! diye bağırarak topa abandı, Sercan tam topun önüne geçecekken Mert SERCAN HAYIR GERİ GEL! dediğinde Sercan Mert'e bakmıştı ki, burnunun ucundan sanki füze geçmişti. Birden topun duvarı çatlattığını gördü, gözleri açıldı ve yavaşça Onur'a baktı.
Bunu ilk beğenen sen ol.
Yukarı Çık Cevapla
#22
Sercan şok ve korku içeren gözlerle Onur'a bakıyor, Onur ise Mert'e bakıyordu. Henüz tam olarak kendine gelmeyi başaramamıştı Sercan, topu eline aldı içindeki o şaşkınlık ve korku hissi ile garip bir şekilde devam etmek istiyordu, topu yere koydu, Onur ona doğru koşmaya başladı. Önce topa sonra Onur'a bakarak var gücüyle topa abandı, top gökyüzüne doğru yükselmeye başladı. Biraz yükseldikten sonra sanki bir şeye çarpmışcasına aşağı inmeye başladı, Onur'un kafasının üstünden geçen top yerden sekerek kaleye girdi. Üçü de aynı anda Yok artık! diye bağırdı, Sercan Mert'e döndü, Mert kafasını yukarı aşağı sallayıp sanki bir şeyi onaylıyormuş gibi gülümseyerek oradan uzaklaşmaya başladı. Sercan Onur'a döndüğünde Onur'un korktuğunu hissetti ;

+Devam edelim mi?
-Dostum, şu an olmaz ama belki başka bir zaman(arkasını döndü), belki hiç bir zaman.

Onur, sahadan çıktı ve yere doğru bakarak gitti. Sercan tek başına kalmıştı sahada, az önce çektiği şutu düşündü, Mert'in neden şuttan sonra gülümsediğini, Onur'un neden onca konuşmadan sonra yarıda bırakıp gittiğini düşündü. Kafası çok fazla karışmış, karışıklığı giderecek bir neden bulamıyordu. Saat 7'de o akşam alt yapısında oynadığı Galatasaray'ın as takıma girecek oyuncularının belirleneceği son sezonun ilk maçı vardı önünde, hemde ilk maç Fenerbahçe ile oynanacaktı. Acaba Onur gerçekten Fenerbahçe'nin alt yapısında mıydı, yoksa kendisini mi kandırmıştı? Eğer gerçekten alt yapısında oynuyorsa, neden daha önce görmemişti?...

Bu garip olaylar yaşanmadan önce hiç Fenerbahçe'de Onur diye birinin oynadığını hatırlamıyordu aslında, bunun hala bir rüya olduğunu düşünüyordu. Ama öte yandan garip bir şekilde rüya ise uyanmak istemiyordu. Gün boyunca aynı şeyi tekrar yapabilmek için o kadar çalıştı, topun dibine vurdu, ortasına vurdu, yavaş, sert, hızlı, ama bir daha aynı şutu çekmeyi başaramadı. Yorgunluktan ölmek üzereydi ama saat 5 olmuştu bile, sürekli Bir futbolcu yorulmazsa hiç bir şey başaramaz! diyerek kendini motive ediyordu. Maç için hazır olduğunu düşünüp maçı yapacakları sahaya gitti, kendisi dışında herkes oradaydı, geç geldiği için özür dileyerek üstünü değiştirdi ve orada da antremana başladı, artık maç öncesi son antremanlardı bunlar. Saat 6:55, oyuncular sahaya çıktı, yerlerini aldılar. Onur gerçekten de takımdaydı, karşısında duruyordu. Onur'un sağ tarafında teknik direktörünün anlattığı birisi gözünden kaçmadı, hafif turuncu ve biraz uzun saçlı, 10 numaralı forma ve diğer oyunculara göre biraz daha hızlı koşabilen Gökhan isimli bir çocuk...

Kendimi çok garip hissediyorum, en son oyuna girdim, içimden keşke şu oyun gerçek olsaydı diye geçirdim daha sonra bunları yaşadım. Neler oluyor böyle? Hala anlayabilmiş değilim.
Bunu ilk beğenen sen ol.
Yukarı Çık Cevapla
#23
Düdük çaldı, Fenerbahçe maça başladı. Santrada top Onur'a atıldı, Sercan ile göz göze geldikten sonra topu Gökhan'a verip koşmaya başladı. Gökhan gerçekten diğer oyunculara göre daha hızlıydı, hızlı koşmasının yanında koşarken rüzgarda dalgalanan uzun turuncu saçlarıyla kendisine çok büyük hayran kitlesi kazanmıştı. Gökhan ona doğru koşan oyuncuyu fark etti, üstüne doğru gitmeye başladı, topa kaydığı zaman topla birlikte havaya sıçrayarak üstünden geçti ve koşmaya devam etti. Sol kanata doğru koşan Gökhan ceza sahasının çapraz noktasına geldi, içeri girmeden şutunu çekti. Kaleci bu şutu biliyordu, sürekli sağ tarafa giderdi. Gökhan topa sağ ayağının dışı ile vurdu, top çizgiden dümdüz gitti, penaltı noktasına denk geldiğinde birden kaleye doğru dönüp yaklaşık 1 metre gittikten sonra kayboldu. Kaleci topun nereye gideceğini bildiği için sağ tarafa atladı, top elinin altında aniden belirerek kaleye girdi.

Sercan o ana kadar yerinden bile kıpırdayamamış, yalnızca Gökhan'ı izlemişti. Galatasaray santrayı yaptı, top Sercan'ın ayağına geldi, hala şaşkın olan Sercan karşısına Onur geldiğinde pas verdi ve Onurla göz göze geldi. Sanki Onur ona bir şeyler ima eder gibi bakıyordu. Kontra atağa kalkan Galatasaray Furkan'ın golü ile durumu 1-1 yaptı.

Gökhan santradan topu alır almaz Onur'a pas attı. Onur Gökhan'a bakarak koşarken karşısında Sercan belirdi, topu Sercan'a kaptırdıktan sonra yere düşer gibi oldu ama düşmedi. Sercan kendini biraz toparlamış maça yoğunlaşmıştı. Bir kaç güzel çalım atarak ceza sahasına kadar geldi, içinden Yapabilirim! diyerek topun dibine vurdu, top yine sabahki gibi gök yüzüne doğru yükseldi, birden aşağı doğru yönelerek yerden sekip kalecinin bacak arasından kaleye girdi. Sercan durumu 2-1 yapmıştı.
Bunu ilk beğenen sen ol.
Yukarı Çık Cevapla
#24
Forumda bu tip etkinlikler, aktiviteyi arttırır Güzel (Çok saçma bir cümle oldu gerçi ama ????? ) Devamını bekliyoruz. Süper
Bunu ilk beğenen sen ol.
Yukarı Çık Cevapla


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
KOF Destiny(Yeni Anime!) ジャイロメ59 7 1,947 16-09-2017, Saat: 18:55
Son Yorum: ジャイロメ59
Street Fighter 2 V Anime Dizisi Ramon Victorino 2 758 08-05-2016, Saat: 20:05
Son Yorum: MompresaN

Yönetim Ayarları
Hızlı Menü:


 
Görüntüleyenler: 1 Ziyaretçi